Charles Bukowski
- Acı, beni ikinci bir ten gibi sarmış.
- Üzülme evlat, kaybettim sandıkların, kurtulduklarındır belki.
- Aşk, gerçekliğin ilk ışığında yok olacak bir sistir.
- Azimli olmadığım doğru ama azimli olmayanların da
yaşayabilecekleri bir yer olmalıydı, mevcut yerlerden daha iyi bir yeri
kastediyorum. Sabahın altı buçuğunda bir çalar saat sesiyle uyanıp
yataktan fırlayan, giyinip zorla bir şeyler atıştıran, sıçıp, işeyip,
dişini fırçalayan, saçını tarayan, başka birine büyük paralar
kazandırdığı bir yere ulaşmak için trafikle boğuşan ve tüm bunlara sahip
olma fırsatı bulduğu için müteşekkir olması istenen biri hayattan nasıl
keyif alabilir?
- Bende küçük şeylerden mutlu olabilirim ama bu kadar bokun arasında o küçük şeyleri çıkarmaya üşeniyorum.
- Beni tanıyan herkesin size söyleyeceği gibi, makbul biri değilim.
Kötü adamı sevdim hep, kanunsuzu, hergeleyi. İyi işleri olan sinek
kaydı tıraşlı, kravatlı tiplerden hoşlanmam. Ümitsiz adamları severim,
dişleri kırık, usları kırık, yolları kırık adamları. İlgimi çekerler.
Küçük sürpriz ve patlamalarla doludurlar. Adi kadınlardan da hoşlanırım;
çorapları sarkmış, makyajları akmış, sarhoş ve küfürbaz kadınlardan.
Azizlerden çok sapkınlar ilgilendiriyor beni. Serserilerin yanında
rahatımdır, çünkü ben de serseriyim. Kanun sevmem, ahlak sevmem, din
sevmem, kural sevmem. Toplumun beni şekillendirmesinden hoşlanmam.
- Benim konularım bira içmek, at yarışları ve senfonik müzik
dinlemekten ibaretti. Eksik bir hayat olduğu söylenemezdi ama hayatın
tamamı da değildi.
- Biliyor musun Meg, kötü olanla, bize kötü olduğu öğretilenler farklı şeyler olabilir? Toplum bize bazı şeylerin kötü olduğunu öğretip bizi köleleştirmeye çalışır.
- Bir çiçeğe konan kelebek olmaktansa, bir boka konan sinek olmayı tercih ederim.
- Saçımı taradım keşke yüzümü de tarayabilseydim.
- Colorado'da üç yıllık yemek ve içki ikmali yapılmış bir mağaraydı
istediğim. Kumla silecektim kıçımı. Her şeyi, bu basit, korkakca ve
sıkıcı yaşantının içinde boğulmaya yeğlerdim.
- Bir keresinde adamın birinden Shakespeare sevmediğimi, yazmaya
hakkım olmadığını anlatan uzun ve öfke dolu bir mektup almıştım. Gençler
bana kanıp Shakespeare okuma zahmetine bile girmeyeceklerdi. Böyle bir
konum almaya hakkım yoktu. Sayfalarca bunu söyleyip durmuştu.
Cevaplamadım. Ama burada cevaplayacağım. Siktir git lan. Hem ben
Tolstoy'u da sevmem.
- Büyük kurumlarda çıkan rivayetlerden söz ediyorum. Bilmem kimin
başına ne geldiğine dair bir rivayet yayılır; daha da kötüsü günler,
haftalar, aylar önce duyduğun bir şeyin doğru olduğunu öğrenirsin.
"Yirmi yılını o kuruma vermiş olan Joe Baba işten çıkarılacakmış ya da
hepimizi işten çıkaracaklarmış" gibi, her zaman da doğru çıkar.
- Gerçek; susuz yenen bir portakaldır.
- Biri bana çirkin olduğumu söyledikten sonra; gölgeyi güneşe, karanlığı ışığa yeğler olmuştum.
- Kadınımı ödünç al ama arabamı asla.
- Zaman unutturmaz, uyuşturur.
- Sizi bilmem ama ben her sabah ayakkabılarımı bağlamak için eğildiğimde "Tanrım yine mi?" diye geçiririm içimden
- (Kaptan yemeğe çıktı ve tayfalar gemiyi ele geçirdi kitabından)
- Kadın olsam hayat kadını olurdum.
- Kızlar uzaktan iyi görünüyor, güneş elbiselerinde ve saçlarında
parlıyordu. Ama yakınlaşıp ağızlarından akan beyinlerini dinleyince
silahlanıp yeraltına gizlenmek istiyordum.
- Dengeli insan delidir.
- Hayatta kimseyi değiştiremezsin ve kimse için değişmemelisin. Ne sen
başkası için mecburi istikametsin; ne de başkası senin için. Yorma
kendini; bırak hayatına eşlik etmek isteyenler seninle gelsin.
- Bira içmek için buradayız ve hayatlarımızı öyle yaşamalıyız ki ölüm bizi almaya geldiğinde titresin.
- Bir daha birama dokunursan dişlerini ağzına dökerim.
- Aşk bir emre dönüştüğünde, nefret hazza dönüşebilir.
- Kumar oynamazsan asla kazanamazsın.
- Harikulade düşünceler ve harikulade kadınlar kalıcı değildirler.
- Bir kaplanı yakalayıp kafese koyabilirsiniz ama onu kırdığınızdan asla emin olamazsınız. İnsanlar daha kolaydır.
- Tanrının nerede olduğunu bilmek istiyorsan, ayyaşa sor.
- Çoğu insan ölüme hazır değildir, ne kendi ölümlerine ne de
başkalarınınkine. Şoka girerler, ödleri patlar, beklenmedik bir
sürprizdir ölüm onlar için. Olmamalı oysa. Ben ölümü sol cebimde
taşırım. Bazen cebimden çıkarıp onunla konuşurum: "Selam yavrum,
nasılsın? Ne zaman geleceksin beni almaya? Hazırım."
- Sığınak çukurlarında melek bulunmaz.
- Acı hissetmemek duyguların kesintisi demektir; her çoşku şeytanla pazarlıktır.
- Hayat ile sanat arasındaki fark, sanatın daha katlanabilir olmasıdır.
- Hayatta tahammül edemediğim bir şey varsa o da yapış yapış duygusallıktır!
- Yaşayan bir amerikan ayyaşı ölü bir yunan tanrısından daha çok ilgilendirir beni.
- Hiçbir şey gerçek kadar sıkıcı olamaz.
- Hemen herkes dahi doğar, geri zekalı gömülür.
- Cesur insanın hayal gücü kısıtlıdır. Korkaklık kötü beslenmenin bir sonucudur.
- Cinsel ilişki; şarkı söylerken ölümün kıçına tekmeye basmaktır.
- Egemenlik gerçekten milletin olduğunda hükümetlere gerek kalmayacak; o zamana kadar boku yedik.
- Entellektüel; basit bir şeyi karmaşık söyleyebilen kişidir; sanatçı ise zor bir şeyi kolay...
- Damlayan musluklar, tutku osurukları ve patlak lastikler - hepsi de ölümden daha hüzün verici...
- Dostun kimmiş öğrenmek istiyorsan kodese gir.
- Bir metropol gazetesi, kötü haber yazmadan önce kendi nabzını ölçer.
- Gittiğinde ağlarsın, şarkılarda, filmlerde, ona-buna, her şeye
ağlarsın. Aklın başına gelince de boşa harcadığın zamana ağlarsın.
- Gömlek kartonlarının sonu.
- Hastaneler sizi neden sunmaksızın öldürmeye çalıştıkları yerlerdir.
Amerikan hastanelerinde ki soğuk ve ölçülü acımasızlığın nedeni
doktorların fazla mesai yapmaları ya da ölümü kanıksamış, sıkılmış
olmaları değildir. Asıl neden çoğu zaman başları ile kıçlarını
ayırdetmeyi beceremeyen, cahillerin hayranlığa boğulup merhemi elinde
bulunduran büyücü olarak gördükleri ve çok az iş yapıp çok fazla para
kazanan doktorların kendileridir.
- İnsan ruhunun derisi yoktur, şarkı söylemek isteyen iç kıvrımları
vardır,duymuyur musunuz? Mırıldanıyor, duymuyor musunuz yoldaşlar? Sıkı
bir hatun ve yeni bir Cadillac hiçbir şeyi değiştirmeyecek... Temel Reis
yine tek gözlü kalacak ve Nixon yeni başkanımız olacak. İsa çarmıhtan
indi, şimdi bizi çivilediler lanet şeye. Seçimimiz seçim değil. Çok
hızlı hareket edersek, ölürüz. Yeterince hızlı hareket etmezsek, yine
ölürüz. Onların destesiyle oynuyoruz; kıçında iki bin yıllık Hıristiyan
tıpası varken nasıl sıçacaksın?
- Kader tanrıçasının zalim olduğu ve sonunda hepimizin posasını
çıkaracağı doğru; ama sıkı, ölümsüz bir kaybedenden daha yıldırıcı
hiçbir şey yoktur. İşin sırrı şunda yatıyor; herkes kaybedebilir,
kaybetmek yeteneklerin en kolayıdır.
- Acı çekmek için ayyaş olmak, bir kadın tarafından sıfırlanmak
gerekmiyordu , ama acı çekip ayyaş olunabilirdi. Bir süre, gençlikte
özellikle, talihin senden yana olduğunu sanabilirdin, bazen senden
yanadır da gerçekten. Ama senin farkında bile olmadığın ve senin
aleyhine işleyen birtakım ortalama hesaplar ve kanunlar vardır, her
şeyin yolunda gittiğini sandığın zamanlarda bile.Bir gece, sıcak bir
salı gecesi o ayyaş sen oluverirsin, sensin o ucuz pansiyon odasında
olan, ve daha önce o odalarda olmuş olmanın da bir yararı olmaz, daha da
kötüdür hatta, çünkü bir daha bu duruma düşmemeye karar vermişliğin
vardır. Bir sigara daha yakmaktan, bir içki daha içmekten, o sıvası
dökük duvarlarda bir çift göz, bir çift dudak aramaktan başka bir şey de
gelmez elden.
- Tabii ki bir insanı sevebilirsiniz, eğer onu yeterince tanımıyorsanız.
- Kendimize işkence etmek için kullanmak isteyeceğimiz bir şey hep
bulunur sanırım. Hipodromda başkalarının hislerini paylaşırsın; o
ümitsiz karanlığı, pes edip vazgeçmenin kolaylığını. Bahisçilerin
dünyası gerçek dünyanın makul ölçülere indirgenmiş şeklidir; hayatın
ölümle sürtüşmesi ve kaybetmesidir. Sonuçta kimse kazanmaz.
Geciktirmektir tek isteğimiz, o göz kamaştırıcı ışıktan gözlerimizi bir
an için kaçırmak. Allah kahretsin, amaçsızlık üzerine düşünürken
sigaramın yanık ucu parmağıma çarptı. Bu da beni uyandırıp Sartre
havasından çıkardı. Mizah gerek bize, kahkaha gerek. Eskiden daha çok
gülerdim, her şeyi daha çok yapardım. Yazmak hariç. Artık yazıyorum,
yazıyorum ve yazıyorum.
- Karayolunda seyreden arabaların ışıklarını görebiliyorum. Sonu
gelmeyen bir ışık akışı. Bu kadar insan. Ne yaparlar? Ne düşünürler?
Hepimiz öleceğiz, hepimiz, ne sirk! Bunu bilmek birbirimizi daha çok
sevmemiz için yeterli bir neden olmalı, ama değil. Son derece önemsiz
şeyler bizi dehşete sürükleyip dümdüz ediyor, yutuyor.
- Bitkin bir halde fabrikadan veya depodan eve dönüşte, yemek, uyumak
ve tekrar sefil işe dönmek dışında pek bir işe yaramazdı sanki gece.
Fakat o yırtık perdeli aşınmış kilimli, tuvaleti ve küveti koridorun
sonunda bulunan, havasında benden önce gelmiş bütün kaybetmişlerin
hissedildiği bir eski odada beni bekliyor olurdu daktilo.
- Banyoya girdiğinde aynayı değil! Ellerini esgeç...
- İnsan olmak rezil bir şeydi; öyle çok şey vardı ki olup biten.
- Ben bir Charles Bukowski modası olduğunun farkında değilim. Yalnız
yaşayan biriyim, kalabalıktan hoşlanmam; bu tür tuzaklara düşmeyecek
kadar yaşlı, kuşkucu ve çakalım. Bu iki haftada yaptığım üçüncü söyleşi,
ama ben buna modadan ziyade matematiksel bir tuhaflık olarak bakıyorum.
Umarım hiçbir zaman moda olmam. Moda olmak lanetlenmek demektir. Bende
ya da yaptığım işte bir tuhaflık var demektir. Sanıyorum 46 yaşında, 11
yıl boyunca sessizce çalıştıktan sonra böyle bir şeyden endişe etmeme
gerek yok. Tanrılar benimledir umarım. Benimle olduklarını düşünüyorum.
- Yalnız kalmaktan daha kötü şeyler de vardır hayatta ama genellikle
bir ömür alır bunun farkına varmak o zaman da çok geçtir ve çok geçten
daha kötü bir şey yoktur hayatta.
- Yine akşamdan kalmaydım ve sıcak dayanılır gibi değildi kırk
derecelik bir hafta. Her gece içmeye devam ediyor, sabahları taş ve her
şeyin olanaksızlığıyla yüzleşmek zorunda kalıyordum. Çocukların kimileri
Afrika güneş kaskları ve gözlükleri giyiyorlardı; ama ben, hep
aynıydım, yağmur ya da güneş, yırtık pırtık giysiler, çivileri
ayaklarıma batan eski ayakkabılar. Mukavva parçaları koyuyordum
ayakkabılarımın tabanlarına. Bir süre için iş görüyorlardı, ama çok
geçmeden çiviler topuklarıma batmaya başlıyorlardı yine. Viski ve bira,
terliyordum koltuk altlarımdan ve sırtımda bir torbayla dolanıyordum
çarmıh misali; torbadan dergiler çıkarıyor, binlerce mektup dağıtıyordum
güneşin altında kavrulup sendeleyerek.
- İlk şiirler şu anda bulunduğum noktadan daha lirikler. Bu şiirleri
beğeniyorum ancak "Bukowski'nin ilk şiirleri çok daha iyiydi,"
iddiasında bulunanlara katılmıyorum. Kimileri bu iddiaları eleştiri
yazılarında dile getirdiler, kimileri de dedikodu sohbetlerinde. Şimdi
okuyucu kendi kararını ilk elden verebilir. Bugünkü şiirimde konuya daha
doğrudan yönelip özüne iniyorum ve sonra da çıkıyorum. Önceki ve
bugünkü tarzlarımın birbirinden daha üstün ya da başarısız olduğuna
inanmıyorum. Farklılar, hepsi bu.
- Öyle ya da böyle, o acayip ve çılgın dönemin, o uzak saatlerin
şiirlerinin bir çoğu işte burada. Sigara dumanıyla buğulanmış odada
altmışsekiz bir vaziyette şansımızı denedik. Umarım işinize yarar,
yaramazsa da, eh o zaman, (...).
- Aşk biraz anlam içeren bir yoldur; seks yeterince anlamlıdır.
- Sadece sıkıcı insanlar sıkılır.
- Mezarlıktayken seksen yaşıma kadar yaşamaya karar verdim. Düşün,
seksen yaşındasın ve on sekizlik bir kızla seks yapıyorsun. Ölüm
oyununda mızıklamanın en iyi yolu.
- Size zamanını ayırmayan birine, asla kendinizi harcatmayın.
- Hayat öyle lanet bir şey ki; sustuğunda konuşmadın diye pişman eder, konuştuğunda ise susmadığın için kahreder.
- En kısa andır mucize.
- Para seks gibidir; olmayınca önemi artar.
- İnsanların hakkımda ne düşündüğünü önemsemeyerek hayatımı on yıl uzattım.
- Ve bitli bir köpek, güneşin altında titreşen harikulade bir limon ağacına işerken, dünya dönmeye devam eder.
- Ölümü konuşmak paradan konuşmak gibidir, ne fiyatını biliriz ne de
değerini. Yine de ellerime bakıyorum da biraz tahmin ediyorum. Erkek
tahmin etmek ve başarısız olmak için yaratılmış, kadın geri kalanlar
için.
- Güzel sözler de güzel kadınlar gibi, kırışıp ölüyorlar...
- Kahramanlık mı? Geri zekalının değil düşünebilen insanların cesareti önemlidir.
-
- vikipedi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuz için teşekkür ederiz